18. Contemporary Istanbul’dan Öne Çıkanlar
04 Ekim 2023
Geçtiğimiz hafta 18. kez gerçekleşen Contemporary Istanbul’dan öne çıkan sergilemeleri sizler için listeledik.
Akbank ana partnerliğindeki Contemporary Istanbul’un 26 – 27 Eylül’de ön izlemesi; 28 Eylül – 1 Ekim tarihlerinde ise genel ziyaret günleri gerçekleşti. Tersane İstanbul’da sanat severlerle buluşan fuar, 22 farklı ülkeden gelen 67 çağdaş sanat galerisi, 4 inisiyatif ve 4 sanat kurumuna ev sahipliği yaptı. Fuardan öne çıkanları sizler için derledik.
Akbank Sanat
Akbank Sanat bu seneki Contemporary Istanbul’un bir parçası olarak Ardan Özmenoğlu ve Fırat Engin’in “şaka” teması üzerine eserlerinden oluşan bir seçki sundu. Hasan Bulut Kahraman’ın küratörlüğünde gerçekleşen sergi, Milan Kundera’nın ilk romanı olan Şaka’dan ilham alıyor ve seyircisine “Gülmeyeceksek hayat neye yarardı?” diye soruyor.
The Pill
The Pill, 2016 yılında Suela J. Cennet tarafından İstanbul'un tarihi Haliç kıyısında, yerel ve disiplinler arası çağdaş sanat için hem küresel bir platform hem de hareketli bir araç olarak faaliyet göstermek üzere kuruldu. Sergi alanı, hem kişisel hem de küratörlü sanatsal önerilerle birlikte gelişen, sürekli mimari dönüşüme olanak sağlıyor.
Dirimart
Hazer Özil tarafından 2002 yılında İstanbul Nişantaşı'nda kurulan Dirimart, uluslararası alanda önde gelen sanatçılarla uzun süreli ilişkiler kurarak İstanbul'un küresel sanat dünyasındaki rolünün güçlenmesine katkıda bulunuyor.
Dirimart’ın bu seneki Contemporary Istanbul sanatçıları arasında Seçkin Pirim, Çiğdem Aky, Çağla Ulusoy, Ebru Duruman, Ayşe Erkmen, Shirin Neshat, İnci Eviner, Güçlü Öztekin, Anselm Reyle, Sarkis, Canan Tolon, Jorinde Voigt, Peter Zimmermann, Sarah Morris, Berke Yazıcıoğlu ve Ebru Uygun yer aldı.
Sanatorium
SANATORIUM, işbirliği yaptığı sanatçıları seçerken belirli bir teorik çerçeve izlemezken, her sanatçının pratiğinin tutarlılığına önem veriyor. Bununla birlikte SANATORIUM'un temsil ettiği sanatçıların sanat pratiklerini genel olarak eleştirel düşünce ve deneyselliğe dayandırdıkları söylenebilir. Galerinin temel misyonlarından biri, bazen birbiriyle çelişse de entelektüel yaklaşımlara alan sunan bir platform olmak.
SANATORIUM’un bu seneki Contemporary Istanbul sanatçıları arasında Sergen Şahitoğlu, Kerem Ozan Bayraktar, Clemens Wolf, Zeynep Pekünlü, Mehmet Dere, Berkay Tuncay, Çağla Köseoğulları gibi isimler vardı.
Pilevneli Galeri
Ali Elmacı ve Refik Anadol gibi isimler temsil eden Pilevneli Galeri, İstanbul’un çağdaş sanat ortamına uluslararası bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Çağdaş sanata odaklanan Pilevneli, uygulamalarında benzersiz ve tutarlı olan yerel ve uluslararası sanatçılardan oluşan bir kadroyu bünyesinde barındırıyor. Pilevneli Galeri’nin bu seneki Contemporary Istanbul katılımcıları arasında Hussein Chalayan, Tim Kent, Arik Levy, Michael Sailstorfer, Nevin Aladağ, Defne Tesal gibi isimler yer aldı.
Pilot Galeri
Yaratıcı çalışmaları destekleyen, galeri tanımının sınırlarını genişleten, inter-disipliner bir platform olmayı amaçlayan PİLOT, Türkiye ve yurtdışından yarını öne alan çalışmaların olduğu kadar, güncel sanat tarihine iz bırakmış, tarihsel yapıtların da izleyiciyle buluşmasını hedefliyor. Galeri, bu seneki Contemporary Istanbul’da Halil Altındere, Melih Çebi, Gözde Mimiko Türkkan, Hamra Abbas, Ece Ağırtmış, Emir Erkaya, Uğur Cinel gibi sanatçıları bir araya getirdi.
TBWA
TBWA, 30. yılını “De-mold” adlı sergisi ile kutluyor. Gelenekselliğe belirli mesafeden bakan ve kalıpların ötesine geçen sanatçılardan oluşan disiplinler arası seçkide; Ahmet Öğüt, Anouk Kruithof, Ali Kazma, Erinç Seymen, Büşra Çeğil ve Ahmet Rüstem Ekici & Hakan Sorar’ın “parçalanma” üzerinden yorumlanan yapıtları yer aldı. “De-mold”, Ayça Okay küratörlüğünde gerçekleşirken, serginin tasarımı ise Koray Tokdemir’e ait.
Qua Pavilion
Qua Granite'nin sanatçı ve mimar Ömer Pekin'le yaptığı iş birliği, malzemenin çağdaş yorumları ışığında taş ve insan arasındaki ilişkiyi yeniden ele alıyor. Fayansların bu alışılmadık düzenlemesi, heykelsi kombinasyonlarıyla bu kusurlu nesneleri tamamen farklı bir bağlamda yeniden birleştiriyor. İnsan figürünü yapıların kompozisyonuna entegre eden karyatidleri anımsatan bu kütleler, soyut formlarıyla yapının mimari yükünü sırtlıyor.