Dior Haute Couture İlkbahar-Yaz 2021 Koleksiyonu

29 Ocak 2021

Dior, İlkbahar-Yaz 2021 Haute Couture koleksiyonu virtüöz hassasiyetiyle çalışılmış elbiselerle tarotun gizemli güzelliğini keşfediyor. Maria Grazia Chiuri, ilhamını tarot kartlarından alırken, bizi bu özel hayal dünyasına davet ediyor.

Christian Dior kehanet sanatları ve kadere dair işaretler konusunda büyük bir tutku besliyordu. Öyle ki; otobiyografisinde “görü sahibi” kişilerle rastlantılarında onların kehanetlerinden sık sık alıntılar yapmış, “Her şey olağanüstü gelişecek. Kurduğunuz modaevi devrim yaratacak.” dediklerini aktarmıştır.


Tarot kartları, sihirli dünyanın kapılarını aralamak ve korkusuzca derinliklere, bilinmeyene doğru bakmak için bir araçtır. Maria Grazia Chiuri bu hayal dünyasıyla ve kendi sembolik sözlüğü olan, karakter bakımından zengin görsel dille derin bir bağlantı hissediyor. Dünyanın ruhuyla yeniden iletişim kurmak adına büyük bir arzu hissettiğimiz bu belirsiz zamanlarda, Maria Grazia Chiuri İlkbahar-Yaz 2021 Haute Couture koleksiyonu aracılığıyla virtüöz hassasiyetiyle çalışılmış elbiselerle tarotun gizemli ve çoğulcu güzelliğini keşfediyor. Böylelikle Haute Couture’ün bir ihtimaller ve deneyimler dünyası olduğu gözler önüne seriliyor.


Olağanüstü güzellikteki gece elbiselerinin soyut yapılarla tıpkı bir rölyef gibi iç içe geçtiği koleksiyonda korseler, Pietro Ruffo’nun illüstrasyonlarıyla vurgulanıyor. Romalı sanatçının bu ruhla tasarladığı tarot destesi ile karakterler, sembollerin grafik enerjisini açığa vuruyor. Dior grisi gömlekler, etekler, pantolonlar ve pelerinler üzerinde tüvit, kaşmir ve organza kumaşla kendini gösteriyor. Bar ceket ise yeni bir tavır ifade etmek için siyah kadifeyle yeniden yorumlanıyor.


İtalya’nın en prestij sahibi yönetmenlerinden biri olan Matteo Garrone, koleksiyonun sunulacağı film için anlatıcı imgelemini, Visconti-Sforza tarot kartlarının üzerindeki çizimler üzerine kuruyor. 15. yüzyılda Milano Dükü için Bonifacio Bembo tarafından resmedilen bu tarot destesi, koleksiyonun müthiş hikayesine ilham oluyor. Altın renginin, minenin, bitkisel ve geometrik çizimlerin yön verdiği bu muhteşem kartlar; bir yandan karmaşık, bir yandan dini bir mevcudiyeti temsil ederken kişinin kendini keşfetme macerasını yaşayacağı içsel bir yolculuk başlatıyor. Yön şaşırtan ve sorgulatan görkemli bir tarot destesini meydana getiren karakterlerle dolu bir kalenin kalbine yolculuk vaat eden film, izleyiciyi dünyaya farklı bir perspektiften bakmaya davet ediyor. Yönetmenin yorumu ile bu arayış cinsiyet sınırlarını aşan, hanedan mitolojisinde maskülen ve feminenin sentezini temsil eden ve Garrone’nin çok sevdiği sihirli dünyaların keşfini sağlayan bir sonuca ulaşıyor.


Falcı, bir ihtimaller kataloğu olarak tasarlanmış tarot destesinden, dünyanın o gizemli sözlüğünden bir kart çekilmesini ister. Baş Rahibe, İmparatoriçe, Adalet ve Budala dikiş sanatını kutlayan el işçiliği sayesinde hemen göze çarpar: Dantel el boyaması süslemelerle işlenmişi altın sarısı kadife Zodyak simgeleriyle renklendirilmiş, kıymetli jakarlar yıldızlarla ışıldarken ihtişamı simgeleyen pelerin renkli tüylerle kaplanmıştır.


Bu hikayede arayış içindeki kişi feminen bir tamamlayıcıya, bütünleyicilerse arayışta olan kişiye ihtiyaç duyar. Çünkü ancak böylesine bir füzyon öz farkındalığa giden yola şekil vermeyi mümkün kılar. Tıpkı Italo Calvino’nun “The Castle of Crossed Destinies” romanında işaret ettiği gibi: “Dünya tersten okunmalıdır.”