Hayatı İyileştirmek

Onun tasarım anlayışı ‘hayatı iyileştirmek’ idi. Alsop, yaşıtı meslektaşları gibi çılgınca bir uluslararası üne sahip olamamış olsa da, ardında çok dikkat çekici, görsel bir miras ve tamamlanmamış bir çok proje bıraktı. Onun mimarisi her zaman, modernistler tarafından başıboş bir gösteri olarak adlandırılan, high-tech’ler için fazla keskin olan ve post-modernistler için konformist olmayan ve dik başlı bir duruş sergiliyordu.

En erken başarılarından biri, birçok mimarın yapmak için delireceği ve 1990 yılında başladığı Jan Störmer ile bir işbirliğinden doğan, Marsilya’daki dev Belediye Binası sayılabilir. Lokallerin dilinde ‘Le Grand Bleu’ olarak bilinen bina, gerçek bir bilim kurgu yapıtını andırıyor. İşte tam bu noktada Alsop’un kariyeri, aslında her türlü yöne gidebilecek bir yerde yola çıkmayı bekliyor. Le Grand Bleu, high-tech'çilerin ‘makine mimarisi’ ile olan takıntılarını ve post modernliğin oyuncu yaklaşımını barındırıyor.

1947’de doğan Alsop, Londra’da Architecture Association’da okuyor. Modernist mimarinin önemli isimlerinden Cedric Price’ın ofisinde dört yıl geçiriyor, ilk ofisine 1980’lerde John Lyall’e geçiyor ve sonra Störmer ile devam ediyor. O dönemden Le Grand Bleu dışında yarattığı kilit diğer mimari yapılar, Hamburg’da bir gemi terminali ve ona 200 yılında Stirling Ödülü getiren güney Londra Peckham’da bakır kaplama bir kütüphane sayılabilir.

2000 yılında Alsop, yalnız devam etmeye karar veriyor. Ontario’daki Sharp Center for Design ile daha büyük, daha keskin ve daha süper grafikler üzerinde çalışıyor. Yine Güney Londra’da, bir spagetti bina olan Ben Pimlott Binasını tasarlıyor. Palestra ofis binası, Kuzey Greenwich jübile istasyonu ve Urban Splash tarafından yaptırılan New Islington binası, onun ‘süper şehir’ fikrini destekleyen yapıtlarından bazıları. Alsop kesinlikle her işinde, zamanının ötesinde olduğunu kanıtlıyor.

Mimar her zaman, mimariyi sanatla bir araya getiriyor. Bu tavrı onu diğerleri arasında marjinal bir yere koysa da yenilikçi doğası sayesinde, Londra’nın sürekli değişen ritmine uyum sağlamakla kalmıyor, kariyerinin ileri dönemlerinde Çin’in değişen şehirleşmesinde de kendine yer ediniyor. Özetle Will Alspo, eleştirilerden yılmayan arsız bir popülist, high-tech tasarımda kesinlikle çok önemli bir figür.