Herkes İçin Erişilebilir Yeni Tate Modern Kafesi

Tate Modern’ın kafesi, Londra mimarlık stüdyosu Holland Harvey sayesinde yeniden düzenlendi. Çok sevilen galerinin her zaman zemin seviyesinde bir konukseverlik alanı vardı, ancak değişen ihtiyaçlar ve birkaç yıldır faaliyette olması mekanın yenilenmeye ihtiyacı olduğu anlamına geliyordu. Richard Holland ve Jonathan Harvey liderliğinde yeniden tasarlanan kafe, minimalist dokunuşlar ve sürdürülebilir mimari unsurlarla dolu. 

Konsepte uygun bir şekilde “Köşe” olarak adlandırılan yeni Tate Modern kafesi gün boyunca personel ve ziyaretçilerin yanı sıra galerinin bir parçası olarak özel etkinlikler ve gece geç saatlerde kullanılan, hareketli bir kafe ve bar alanı. Yeni kafe, toplantılar ve yemeklerden kahve, bar ve daha büyük partilere kadar her şeyi karşılayan, günlük mekandan akşam mekanına dönüşebilen, çok amaçlı bir iç mekan olarak karşımıza çıkıyor.

Yeni Tate Modern kafesinin tasarımcıları, yıllar içinde gelen talep ve isteklere çözümü bir dizi ısmarlama öğe ve “bölge” yaratarak buldu. Bu nedenle Holland Harvey alanı farklı ihtiyaçların karşılanmasını sağlamak için farklı tür mobilyalarla donattı. Kafede, Goldfinger'ın özel olarak yaptığı parçalar, Spared'in Tate Coffee telvelerini yeniden kullanarak yarattığı masa tablaları ve There's Light'ın aydınlatma tasarımıyla buluşuyor. DJ kabinine dönüştürmek için mekanik bir sistem kullanılarak koltukları kaldırılabilen gevşek dairesel bir tezgah alanı bile var. 

Tate Eats ve Holland Harvey, “Köşe”yi hayata geçirmek için 18 ay çalıştı. Kamusal alanın bir uzantısı olarak tasarlanan kafe; kapsayıcı, işlevsel, davetkar ve herkes için erişilebilir olmayı hedefliyor' diyor Jonathan Harvey.