Highbury'nin Yeni Restoranı Saltine'e Adım Atın

Fink's yönetiminde Kuzey ve Doğu Londra'da kahve dükkanı kuran Jess Blackstone ve Mat Appleton, Saltine ile restoran dünyasına ilk adımlarını attılar. Highbury Park'ta yer alan en yeni girişimleri sadece daha gastronomik değil, aynı zamanda tasarım konusunda da ön plana çıkıyor. Çarşambadan pazara kahve, öğle yemeği ve akşam yemeği için açık olan mekanın ön tarafında şık, sade bir bar, arka tarafında ise galeri benzeri, cam çatılı bir yemek alanı bulunuyor.

Blackstone, “İçeriye girdiğimizde ve ışığın tavan penceresinden süzülüşünü görür görmez, mekana aşık olduk” diyor. Blackstone şöyle devam ediyor: “Bina, hemen korumak istediğimiz bir karaktere sahipti ve zamanla güzel bir şekilde yaşlanacak bir şey yaratmak istedik.”

Daha önce 6a Architects ile RIBA adaylığı kazanmış olan sanatçı Blackstone, tasarım sürecini yönetti. “Dürüst materyaller benim için gerçekten önemli” diyor. “Uğruna bir şeyleri örtbas etmekten hoşlanmam. Barın duvarlarında ve yemek odasının bir kısmında ham, yumuşak gri fayans yapıştırıcısının kullanılması, özellikle dokunsal görünümü açısından dikkat çekicidir. Başka yerlerde tavan için reçine döküm ahşap yünü kullanılmış ve bu hoş bir akustik vaat ediyor.”

İç mekan, dikkati ışıktan ve malzemelerden uzaklaştırmayacak şekilde minimal bir şekilde dekore edilmiş. Yine de, özenle elde edilen vintage ahşap sandalyelerde (barda 1970'lerden kalma Bruno Rey sandalyeler ve yemek odasında 1970'lerden Lübke sandalyeler bulunuyor) ve özel yapım Douglas köknar oturma kabinlerin hepsi kendine özgü bir kişiliğe sahip. Üçlü akasya pravissima ağacı ise mekana bereketli bir dokunuş katıyor.

Buna karşılık, cesurca boyanmış banyoların hazırlıksız konukları şaşırtması ve memnun etmesi de muhtemel. Sanatçı Paul Kindersley mekan için, duvarlarda ve tavanlarda dans eden soyut çıplak figürleri tasvir eden canlı sarı ve yeşil duvar resimleri yarattı. Yemek odasında Kindersley figürlerinin küçük parçalarına rastlamak da mümkün.

Saltine, daha önce Spring ve St John Marylebone'da şeflik yapan Phil Wood'un mevsimlere göre değişen menüsüne sahip. Wood, her zaman klasik yemeklerden yaratıcı lezzetler sunuyor: tuzlu soslu tavuk ciğeri parfe, havuç ve kimyon ile kızarmış koyun eti ve yapışkan elmalı kek bu lezzetlerden sadece bir kaçı.

Blackstone'un dediği gibi, “Restoran yemeği çerçevelemek için tasarlandı. Hem menü hem de tasarım, güzelce ele aldığımız dürüst, basit içeriklerden ve malzemelerden ilham alıyor.”