Kaybolan Venedik'e Övgü

Fondazione Prada'nın bu seneki etkileyici sergisi, Küratör Dieter Roelstraete önderliğinde, Venedik Mimarlık Bienali ile eş zamanlı olarak karşımıza çıkıyor. "Herkes Hava Durumunu Konuşuyor" sergisi, Fondazione Prada'nın 18. yüzyıla ait mekanında yer alan her iki katı da kullanarak, dehşet verici olabilecek bir konuyu estetik açıdan ilham verici görsellerle ele alıyor.

Fondazione Prada'daki Ca' Corner della Regina gibi, Venedik’teki sarayların zemin katları yıllık sel baskınlarına dayanacak şekilde tasarlanmış ve özel mimari yüksek suların altından geçmesine izin veriyor. Daha değerli eserler ise üst katlarda nispeten güven içinde sergileniyor. Roelstraete, "Bilim camiası, Venedik'in 75 yıl içinde sular altında kalacağı ve yok olacağı konusunda büyük ölçüde hemfikir. Bu binanın da kaybolacağı kesin" diyor. Bu su baskını riskini Roelstraete'in küratörlüğünde gözlemlemek mümkün. Serginin zemin katında, yerden yüksek konumlandırılan videolar ve hızlı bir şekilde sökülebilir duvar işleri ön planda. Ayrıca, ünlü tarihi tabloların 10 adet yüksek çözünürlüklü reprodüksiyonları da zemin katında sergileniyor.

İlk bakışta, sergi kürasyonunun reprodüksiyonlara bu kadar güvenmesi tuhaf gelebilir. Her ne kadar orijinal eserlerin iklim kontrolü olmayan bir alanda sunulması riskli olsa da bu durum haliyle insanların aklında eserlerin gerçeklikleri hakkında bazı soruların belirmesine yol açıyor. Diğer yandan bu sergi, çevresel değişikliklerin ötesinde nelerin (ve kimlerin) tehlikede olduğunu sorgulamamıza davet ediyor. Ayrıca, Portego'nun her iki tarafındaki odalar, yağmur, bulutlar ve erime gibi iklim temalarını tarihi ve çağdaş çalışmalarla ele alıyor.

Venedikli Giorgio Andreotta Calò'nun lagün çamurundan yapılan 2014’a ait örnekleri, hem çevre hem de madencilik endüstrileri tarafından kullanılan bir süreçten yararlanarak sergiye daha fazla katman sağlıyor. 1709’a dayanan anonim bir tablo, donmuş lagünün üzerinden kayan Venediklileri resmediyor. Hans Haacke'nin bir fotoğrafı stüdyosunun çatısındaki karın donmasını, erimesini ve buharlaşmasını belgeliyor. Chantal Peñalosa'dan gelen diptikler ise Meksika-ABD sınırının her iki yanından masum bir şekilde geçen bir bulutu fotoğraflıyor.

Sergi boyunca, güzellik ve korku arasındaki diyalektik açıkça görülüyor. Ancak, estetikleştirme ve korkunç sonuçları güzelleştirme, korkuyu, duyguyu ve potansiyel gerçeklikleri hafifletebilir mi? Küratör bu soruya, "Evet, bir dereceye kadar. Ancak bir diğer yandan bu durumu estetize etmek de harekete geçmeye yardımcı olabilir" diyor ve ekliyor, "Tabii ki, bu sergiyi görmeye gelecek insanların çoğu durumun hassasiyetinin zaten farkında olduğunu düşünüyorum."

Sergi, 20 Mayıs – 26 Kasım 2023 arasında ziyarete açık olacak.

Fotoğraflar: Marco Cappelletti