Kiraz Ağaçlarıyla Çevrili Bir Cennet

Yakın zamanda açılan özel bir konuk evi olan Kodomari Fuji, Japon mimarlık tarihçisi Terunobu Fujimori'nin doğayı ön plana çıkaran sıra dışı mimari tarzı ve kendine özgü yaklaşımının bir örneği.

Onlarca yıldır hareketsiz bırakılan eski bir pirinç tarlasının üzerinde yer alan özel villa, çevredeki kırsal alanın kesintisiz manzarasını sunan 4.000 m2'lik bir alanı kaplıyor. Pirinç tarlalarından oluşan bir 'denize' bakan büyük bir ahşap gemiyi andıran uzun bina, mimarın kömürleşmiş ahşap kaplama, elle dövülmüş bakır çatı kaplaması ve elle sıvanmış beyaz duvarlardan oluşan el yapımı mimari unsurlarını içeriyor. Çatı boyunca ise, köyün yerel ikonu olan ve mülkten sadece birkaç metre uzakta bulunan bir sıra dikilmiş kiraz ağacı bulunuyor.

Japonya'nın dağlık Nagano vilayeti ile Yamanashi vilayeti sınırındaki uzak bir köy olan Fujimi'de yer alan bina, Japonya'nın Güney Alpleri'ne bakıyor. Sahipler tamamen açık bir mimari brifing sunarken Fujimori, tasarımı peyzajın panoramik manzaraları etrafında yoğunlaştırdı. Şöyle açıklıyor: “Asıl amacım arka plandaki kiraz çiçeklerinin eksenini Fuji Dağı'na doğru geçirmekti.”

Fujimori, tasarımlarında sıklıkla tarihi bağlamlara, temel konutlara ve geleneksel inşaat yöntemlerine gönderme yapıyor. Kendini “antik konut çözümlerine ilgi duyan bir mimarlık tarihçisi” olarak tanımlayan Fujimori'nin Kodomari Fuji'ye yaklaşımı, yalnızca “doğayla uyum” bulmaktı.

Günde yalnızca bir grup rezervasyonuna izin veren “küçük özel villa”, üç bölümlü bir alandan oluşuyor; bir ana yatak odası, depo odası ve ikinci kattaki salon alanıyla birlikte yemek ve mutfak alanı içeriyor. Ana yemek alanı, doğal manzarayı bozmamak için kasıtlı olarak ilkel bir formda olan geniş bir açık hava balkonuna ve açık terasa bağlanıyor. Fujimori ayrıca iç mekan mobilyalarını da tasarlayarak, sandalyeler ve tavan aydınlatması ile özel, büyük, merkezi bir masa ve dışarıdan görülebilen, elle dövülmüş bakır kaplı bir bacaya sahip çalışan bir şömine yarattı.

Noriko ve Kazunori Yamakoshi çifti tarafından başlatılan proje, ilk olarak 13 yıl önce mimara bu fikirle yaklaşan Noriko Yamakoshi tarafından tasarlandı. Nagano bölgesinden gelen Fujimori'nin, bir yıl boyunca kitlesel fonlama çabalarıyla finansal olarak elde edilen projeyi nihayet kabul etmesi on yıldan fazla zaman aldı.

Fujimori, doğanın mimaride her zaman ikincil bir rol oynadığına inanıyor ve bu rolü “bitkiler için bir değer dengesi” yaratmak amacıyla değiştirmeyi amaçlıyor. Bu felsefeyi gelecek için de sürdüren mülk sahipleri, komşu pirinç tarlalarını canlandırmayı ve binanın yavaş yavaş “çevresine uyum sağlayabileceği” yeni ağaçlar dikmeyi amaçlıyor.