La Residenza: Bir Sardunya Kaçamağı

Pretziada tasarım stüdyosundan Ivano Atzori ve Kyre Chenven için zeytin toplamak, taş duvarlar inşa etmek ve yabani sazları hasat etmek günlük işlerin bir parçası. 2015 yılında çift, güneybatı Sardunya'nın vahşi bir köşesinde terk edilmiş bir köy olan Aresus'u satın aldı. Adanın zengin zanaat tarihini keşfeden çift, yerel zanaatkarları tanınan tasarımcılar ile buluşturup tarihi parçaları modern mimari ile yeniden yorumlayarak La Residenza’yı yarattı.

Ulaşılması uzak ve zor olabilir, ancak Pretziada'nın evinin karşı konulamaz bir çekiciliği olduğu kesin. La Residenza’ya Fransız tasarımcı Sam Baron ve Milano merkezli tasarımcı Roberto Sironi ziyarette bulundular. Kaldıkları süre boyunca üzerinde çalıştıkları ve sehpa, konsol ve raflardan oluşan ilk koleksiyonları 'Forca', 2023 sonbaharında piyasaya çıkıyor.

Fransız ikili, Pretziada'nın köydeki yeni misafirhanesi La Residenza'da konakladı. Orijinal Sardunya evlerini simgeleyen saz çatı, gömme nişler, kalın duvarlar ve taş duvarlı avluları bünyesinde barındıran tek yatak odalı mekan, her misafirini bir hafta  boyunca ağırlıyor.

Her ne kadar Sardunya'da hayat zor ve vahşi olabilse de, La Residenza'nın güzelliği, tesis ve hizmet eksikliğini fazlasıyla telafi ediyor. Fornace Brioni’nin el yapımı toprak zemin ve karoları, aile şirketi Tooy tarafından hayata geçen aydınlatmalar ve yerel firma Calcidrata'nın hem iç hem de dış mekanlar için yaptığı kireç sıva gibi detaylar mekana orijinallik katıyor. Pretziada'nın yerel zanaatkârlardan oluşan ekibinde yatağı, dolabı ve gardırobu yerel kestaneden yapılan Pierpaolo Mandis ve özel yapım meşe mutfağı ile Falegnameria Pisu imzalı parçalar yer alıyor.

Tasarımcılara ev sahipliği yapmadığı zamanlarda La Residenza özel kullanım için kiralanabiliyor. Bunun arkasındaki plan ise Aresus'a yeni bir soluk getiren daha fazla alan açmak. Chenven, "Tasarım parçaları yapıyoruz ve artık onları barındıracak fiziksel bir konumumuz var” diyor. Atzori ekliyor: "Binalar ve köy, Sardunya’nın yerel mimarisinin bizim yorumladığımız şeklidir. Doğru ellerde, çağdaş bir kırsal topluluğun nasıl görünebileceğini ortaya koyuyorlar.”