New Yorklular Plaj Deneyimini Şehre Taşıyor
23 Eylül 2022
Şehirden bir adım uzaklıkta konumlanmış Rockaway Otel’de günübirlik gezinizi bir gecelik deneyime dönüştürün.
New Yorklular neredeyse her şeye sahiptir; bir grup adalardan oluştuğunu kimse unutmasın der gibi duran kumlu plajları dahil. Özellikle Queens’deki beyaz kumu, sörf kültürü ve canlı tahta iskelesi ile bilinen Rockaway Plajı’nda The Rockaway Hotel olarak adlandırılmış yeni bir otel, kumlu kıyılarına (sadece uzaktan görülen) büyük şehirde bir yaşam belirtisi getiriyor.
Kıyı şeridindeki mevcut bungalovları tamamlayan Morris Adjmi Architects tarafından tasarlanan yeni bir binada yer alan altı katlı otel, komşu evlerin renklerini yansıtarak ve sıklıkla kullanılan çinko panelleri birleştirerek çevredeki topografyaya ve mevcut mimariye saygı duruşunda bulunuyor.
Ya New York’u ya da Atlantik Okyanusu’nu gören manzarasıyla yarışan iç tasarımı oldukça sade tutulmuş. Curious Yellow Design firması, ahşap, beton ve kamış gibi gösterişten uzak malzemeleri seçerek ve bunları otelin ortak alanlarını vurgulayan lien, yün, deri ve bol miktarda doğal yeşillik ile karıştırarak ilham için 1960’ların plaj kültürüne bakmış. Her köşesinde İskandinav kullanışlılığı ve minimalizmine selam verirken, otelin her köşesi oturma odasını andıran 53 misafir odasıyla lobisi ve üst kattaki genişletilmiş 8 konaklama suiti ile çevredeki manzarayı içinize çekmeniz için yapılmış.
Otelin sahil manzarası ve erişimi, çatı katı restoranı ve beraberindeki güverte ve bar ile açık yüzme havuzu, başlı başına otelin ilgi noktası olurken, sanat koleksiyonu da dikkat çekici. Derrick Adams ve Roe Etheridge gibi sanatçıların dönüşümlü olarak seçildiği ve Zoe Buckman ve Hannah Whitaker'ın sipariş üzerine yaptığı çalışmaları içeren koleksiyon, aynı zamanda Seaside Playground’da Shantell Martin'in kısa süre önce açıklanan duvar projesinin baş sponsoru olan otelin Rockaway'in canlı kültürüne verdiği desteği yansıtıyor.