Ormanın İçinden Akan Bir Nehir Gibi

İskandinavya’nın dünyanın geri kalanından farklı, kendine has bir yaşam tarzı, tasarım dili, tatil anlayışı ve coğrafyası var. Bu kendine özgü hal, otel tasarımı ve anlayışında da kendini gösteriyor. En çok da doğanın tam göbeğinde yer alan, bütünüyle doğal malzemelerden yapılmış, ama konforu ve zarafeti de elden asla bırakmayan kabinlerde bunu gözlemleyebiliyoruz. İsveç’in Holsbybrunn şehrinin ormanlarında yer alan Track Forest Hotel, bu tarzın en yeni ve güzel örneklerinden biri. Sandra and Mattias Sälleteg çiftinin aile arazileri üzerinde inşa ettiği, tüm unsurları ile tabiat dostu butik yapı, ağaçlar üzerine konumlanmış beş kabinden oluşuyor.

İsveçli mimar Gert Wingård tarafından tasarlanan kabinler, tepeden bakıldığında sanki ormanın içinde yüzüyorlarmış gibi bir görüntü yaratmak üzere konumlandırılmış ve birbirlerine ahşap köprülerle bağlanmış. “Yaşamın gürültüsünden uzak, tabiatın ortasında ama her türlü lüksün mümkün olduğu, iki ayrı dünyayı bir araya getiren bir deneyim tasarladık” diyor Wingårdh. “Beş süitin her birini, ormanın dar patikalarında sanki bir nehir üzerinde akmakta olan objeler gibi hayal ettik.”

Kabinlerin her biri, ismini yerel bir ağaçtan alıyor: Betula, huş ağacı adlı kabin tepenin sağında, Tilia, yani ıhlamur ağacı ile yan yana dururken; Salix, söğüt, ve Ulmus, karaağaç, sol tarafta yükseliyor. Sorbus, yani adını üvez ağacından alan kabin ise diğer dördüne göre en yüksek noktada yer alıyor. Tüm kabinler mevcut coğrafyaya özgü lokal malzeme kullanılarak yapılmış. İç dekorasyona ise, İskandinavya’ya özgü yalın ve lüks bir tasarım dili hakim. Çam ağacından paneller, maksimum genişlikte tutulmuş panoramik pencereler, şömine ve geceleri yıldızları izlemek için tasarlanmış gökyüzü penceresi, her kabinin ana eksenini oluşturuyor. The Track Forest Hotel’de sessizliğin içinde rahatlamak, kendini hatırlamak ve zihni tazelemek için her şeyin düşünüldüğünü söylemek mümkün.