Q&AJOURNAL: Burak Altıkulaç

27 Mart 2021

Q&AJournal’da bugün, Harfa Kitap’ın kurucusu Burak Altıkulaç ile yayıncılık sektörünün Covid-19 salgınından nasıl etkilendiğini, Harfa Kitap’ın misyonunu ve nitelikli yayıncılık arayışı üstüne konuşuyoruz.

İçgüdümüzle hareket ederek, kendi önem verdiğimiz fikirler çevresinde yenilikçi, cesur ve yaratıcı kitaplar yayınlama gayreti içinde olacağız.

Yayıncılık sektörüne yeni bir soluk kazandıran Harfa ile yollarınız nasıl kesişti? Kuruluş sürecindeki motivasyonunuzu öğrenebilir miyiz?

Harfa’nın ortaya çıkışı yayıncılığa yeni giren birinin başlayacağı şekilde merak ve kişisel ilginin sonucudur diyebilirim. Bir kitapseverin butik yayınevi projesi olduğunu söylemek de yanlış olmaz. İş hayatım süresince yazı ve kitaplarla ilgili bir şeyler yapmaya yönelik farklı farklı fikirlerim oldu ama aklımda hiç yayıncılık yoktu. Sadece takip ettiğim bazı yabancı yayıncıların hayatlarını kurcalıyordum; Ezra Pound’ın şiirlerini beğenmediği, başka bir işe enerjisini harcamasını nasihat ettiği genç James Laughlin’in New Direction Yayınları’nı kurması, Barney Rosset’in cesareti, aldırmazlığı, sansüre karşı savaşı ve tüm varlığını Grove Yayınevi’ne adaması, Adelphi Yayınevi’nin çağdaş edebiyatın bilinmeyenlerini çevirme ve yayınlama öngörüsü… Bu yol açıcı yayıncıların iş yapış şekillerini, duruşlarını, gelişimlerini ve yarattıkları etkiyi ölçüp biçerken kafamda yayıncılıkla ilgili fikirler gelişmeye başladı. Sonra fırsat oldu bu fikri hayata geçirdim. Anlayacağınız Harfa’nın kuruluşu kişisel bir arayış ve bu yollardan yıllar önce geçmiş yayıncılardan aldığım ilhamdır. Buna rağmen, ne kadar bireysel olarak hayal edilen bir proje olsa da dışarıdan aldığı operasyonel ve manevi destekle kolektif bir emeğin ürünü olduğu yadsınamaz.


Harfa Yayınları’nın nitelikli yayıncılık misyonunun arkasında yatan değerlerden bahsedebilir misiniz?

Butik yayıncıların en büyük ortak özelliği risk alma özgürlüğüne sahip olmaları. Kitaplar hakkında yaratıcı bir şekilde düşünmek, farklı ve ince zevkleri olan kitapları bulmak —ki bunlar genelde çok iyi kitaplardır— ve okuyucuyla bir araya getirmeye çabalamak zorundayız. Bu yüzden içgüdümüzle hareket ederek, kendi önem verdiğimiz fikirler çevresinde yenilikçi, cesur ve yaratıcı kitaplar yayınlama gayreti içinde olacağız. 

Pandeminin yayıncılık sektörüne nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Harfa özelinde bu süreç nasıl ilerliyor?

Harfa’nın kuruluş hazırlıkları çok öncesine dayansa da yayın hayatına başlaması 2020 salgınına kısmet oldu. Tüm yayıncılık sektörü için söylemesi zor ama bizim için salgına rağmen iyi bir başlangıç oldu diyebilirim.

Yayın hayatına 2020 yılında başlamış olduğunuz göz önüne alındığında bu süreci nasıl değerlendirirdiniz?

Yeni bir yayınevinden çıkan ve ülkemizde pek tanınmayan yazarların okurlar tarafından sahiplenildiğini görmek önemliydi. Ayrıca Ocean Vuong’un Yeryüzünde Bir An İçin kitabının ikinci baskısını kısa sürede yapması sevindiriciydi. Bunlar bize yayın planımızın geleceği için cesaret veren işaretler oldu. 


İlk aylarını geride bıraktığımız 2021 senesi sizin için nasıl başladı? 

Şu an çağdaş İrlanda edebiyatının önemli isimlerinden Kevin Barry’nin Tanca’ya Gece Feribotu, Begüm Kovulmaz’ın çevirisiyle raflarda yerini almaya başladı. Gördüğümüz kadarıyla kitaba olan ilgi iyi gidiyor. 


2021 süresince yayınlamayı düşündüğünüz kitaplardan bahsedebilir miyiz? Sizin en heyecanlandıran projeler hangileri?

Gelecek programımız da günümüzün en heyecan verici şairlerinden Alice Oswald’ın İlyada’da adı geçen ölü askerleri tek tek andığı olağanüstü şiiri Abide’yi, Ocean Vuong’un T.S. Eliot ödülü alan ilk şiir kitabı Night Sky With Exit Wound’u, Jenny Offili’nin iklim krizine ve sosyal endişelere tepkisi Weather’ı sayabilirim. Ayrıca sürpriz bir üçleme üzerinde de çalışıyoruz ve seri olmasa da bize ilham veren sanatçılar üzerine yazılmış yaratıcı denemeler hazırlığındayız.