Q&AJournal: Hanan Al Kabra
18 Şubat 2022
Q&AJournal serisinde bu hafta Hanan Health Realm kurucusu, yaşam koçu Hanan Al Kabra ile sohbet ediyoruz.
Q&AJournal serisinde bu hafta Hanan Health Realm kurucusu Hanan Al Kabra ile sohbet ediyoruz. Yaşam koçu Hanan Al Kabra, sağlıklı yaşam üzerine tavsiye ve görüşlerini kendi kişisel yolculuğundan bahsederek bizlerle paylaşıyor.
Biraz kendinizden ve yaşam koçluğunu tercih etme kararınızı etkileyen deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?
Hanan Health Realm’i kurmama ve sağlık dünyasına yönelmemdeki temel etken iki yıl önce meydana gelen bir aile krizi oldu. Bu kriz, sağlık ile ilişkim arasında gerçek bir katalizördü diyebilirim. Böyle kapsamlı bir konu hakkında kendimi daha fazla eğitmek istememe etki etti, hayatımda gerçek bir dönüm noktası oldu. Anne olduktan sonra da sağlıkla ilgili bilgilerimi ve bu konudaki tutkumu paylaşma isteğim bir misyon haline geldi.
Yaşam koçu, birçok insanın hayatına dokunan bir meslek türü. İşinizin insanların hayatını nasıl ve ne ölçüde şekillendirdiğini düşünüyorsunuz?
Sağlık koçluğu anlamlı bir meslek çünkü dediğiniz gibi insanların hayatlarına dokunuyor. Ama aynı zamanda insanlara doğru zamanda doğru araçları verebilmek anlamında da büyük bir sorumluluk. Konuştuğunuz kişileri aktif olarak dinlemelisiniz.
Mesleğim aracılığıyla insanları dinleyerek, onlarla kişisel sağlık yolculuklarında bulundukları noktada bir araya gelerek ve kendilerinin en iyi versiyonuna ulaşmaları için onları doğru bilgi ve araçlarla yönlendirerek insan hayatını şekillendirmeye yardımcı olan sağlık yolculukları yaratıyorum. Bu yöntemler sayesinde beyin sisi, yorgunluk, PMS, kronik ağrı ve otoimmün hastalıklarının altında yatan nedenler ortaya çıkıyor.
İnsanlar, sorunlarının temelini anladıklarında bir netliğe sahip oluyorlar ve beni, hayatı dolu dolu yaşayabilmeleri için doğru yoldan gitmelerinden sorumlu, onlara rehberlik eden biri olarak konumlandırıyorlar. Bu konu tamamen sağlık koçu ve danışan arasındaki kurulan güvenli ilişki alanı içerisinde insanlara potansiyellerini açığa çıkarmaları için rehberlik etmekle ilgili. Aynı zamanda ilerleme ve sağlıksal gelişimi destekleyen bir dönüşüm halini de kapsıyor.
Söylediğiniz gibi sağlık oldukça karmaşık ve çok boyutlu bir konu. Her insanın farklı ihtiyaçları var. Her bir danışanınızı özel analiz ettiğiniz yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
Her insan benzersizdir. Birisi için iyi olan ve işe yarayan, bir başkası için iyi olmayabilir. Benim bu meslekteki görevim her bir insanın duygusal, zihinsel, fizyolojik olarak bedenlerinin içinde neler olup bittiğini gözlemlemek. Hanan Health Realm’de kan değerlerine bakmak gibi sağlık hedefleri ve sağlık kaygıları hakkında bize bir öngörü sağlayabilen sağlık geçmişlerini kullanıyoruz.
Danışanla birlikte bu önemli verileri önümüze koyarak hayatlarında neler olup bittiğini hesaba katan bir plan hazırlıyoruz. Yaşam döngüsü aynı zamanda sağlık geçmişine bağlı olarak kullandığımız güçlü bir araç, çünkü bize benzersiz durumlara dair derin ve geniş bir görüş sağlıyor.
Kişisel yaklaşımınızla wellness kavramını nasıl tanımlarsınız?
Yaklaşımım tamamen iyi ve sağlıklı olmakla ilgili. Sağlıklı olmanın elde edilmesi zor bir şey olduğunu, düşük kalorili veya düşük yağlı diyetler yiyerek kendinize işkence etmeniz gerektiğini söyleyen görüşü reddeden bir yaklaşıma sahibim. Benim bakış açım kendinizi sevdiğinizi görmek, fizyolojinizi onurlandırmak, ihtiyaçlarınıza sağlıklı bir bağlamda saygı duymak ve gerektiğinde kullanabileceğiniz araçlarla sizi güçlendirmek. İyi olmak bence budur! Kronik bir ağrınızın olmamasına ve kanınızda akan canlılığın varlığına “iyi olmak” diyebilirim.
Yiyecekler yaşam kalitemizi nasıl etkiler? Yiyecek tercihlerimizin arkasındaki nedenler neler olabilir ve kötü beslenme alışkanlıklarını düzeltmenin en iyi yolları sizce neler?
Gıda bilgidir ve biyokimyanız için talimattır. Yani sağlıklı bir beyne sahip olmak istiyorsanız işe bağırsaklarınız olan ikinci beyninizi gerçek yiyecekler, besinler ve vitaminlerle besleyerek başlamalısınız. Bağırsaklar beyninize ve hayati organlarınıza sinyalleri, besin maddelerini ve nörotransmitterleri gönderir. Bağırsaktan beyne doğru ilerleyen yolla ilgili, beyinden bağırsağa giden yoldan çok daha fazla bilgiye sahibiz. Bu yüzden yemek, her konuda yaşam kalitemizi etkiliyor.
Bilim, çoğu hastalığın sağlıksız bir yaşam tarzıyla ilgili olduğuna günden güne daha fazla dikkat çekiyor. Yiyecek tercihlerimizin arkasında büyürken yediklerimizden sosyal ve çevresel etkilere birçok neden var. Ama yemek seçimlerimizi değiştirebiliriz!
Damak tadımızı her zaman daha iyi seçeneklerin tadını çıkarmak için eğitebiliriz. Daima en sevdiğimiz yiyeceklerin daha sağlıklı versiyonlarını deneyebiliriz. Kendinizi seviyor ve sağlığınıza öncelik vermek istiyorsanız, daha sağlıklı ve mutlu olmanızı sağlayacak şeyleri denemeye istekli olmalısınız. Yiyeceklerin üretkenliğimizi, ruh halimizi, uykumuzu ve hormonlarımızı etkilediğini biliyoruz. Tüm bunlar aynı zamanda mutluluğumuzu da etkiliyor. Bu nedenle, kötü beslenme alışkanlıklarımızı düzeltmenin en iyi yolu, bize fayda sağlayacak bir yöntemi denemek için açık fikirli olmak. Daha sonra da bu fikri yavaş yavaş güçlendirmek.
Motivasyonu alt üst edecek büyük ve sürdürülemez yaşam tarzı değişiklikleri yapmamak gerekiyor. Eğer kişi bu değişiklikleri devam ettiremezse sadece hayatında ekstra stres yaratmış oluyor ve bizler bunu istemiyoruz. Amacımız, büyük sonuçlara yol açacak küçük değişiklikler yapmak. Bunu yaparken bir sağlık koçu tarafından yönlendirilmek de işi daha keyifli hale getiriyor.
Şehir hayatının getirdiği zorlukları ve stresi de göz önünde bulunduracak olursak hayata sağlıklı bir bakış açısıyla bakabilmek için önerileriniz neler?
Benim tavsiyem, keçilerle birlikte dağlarda yaşamaya gitmek olur! Şaka bir yana, zaman zaman ister dağa ister en yakın parka giderek yürüyüş, nefes egzersizleri, yoga, meditasyon gibi kendinizi iyi hissettirecek aktiviteleri yaparak o stresi atmanız gerekir. Bu yüzden kendinizi dinleyin, kendinizi düzenli olarak kontrol edin.
Sağlık alışkanlıklarınız konusunda disiplinli kalmaya çalışın. Önceki günün yorgunluğunu alacak ve ertesi gün için size enerji verecek kaliteli bir uyku uyumaya odaklanın. Su içmeyi, besleyici sağlıklı gıdalarla beslenmeyi ve yüksek kaliteli takviyeleri almayı unutmayın.
Stres söz konusu olduğunda, ben de adaptojen almayı öneriyorum. Benim için gerçekten işe yarıyor. Adaptojenler vücudunuzun fiziksel, zihinsel veya duygusal stres dahil olmak üzere stresli ortamlarla başa çıkmasına ve bunlara uyum sağlamasına yardımcı olan maddeler. Kurkumin, rhodiola, chaga, ashwagandha, astragalus ve cordyceps gibi adaptojenler benim favorilerim. Ayrıca bağışıklık sisteminizi güçlendirmeleri ve korumalarıyla da biliniyorlar. Özellikle şu anda Covid'de bunlara çok ihtiyaç var.
İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı oluyorsunuz ama yardıma ihtiyacınız olduğunda bir sağlık koçu olarak siz ne yapıyorsunuz? Size ait özel bir yol haritanız var mı?
Sağlıklı beslenme konusunda genellikle çok disiplinliyim, sorunlarım daha çok stresle ve çevreyle ilgili. Bu yüzden termometre değil termostat olmaya çalışıyorum, hala da bunun üzerinde çalışmam gerekiyor… Eğer yaşadığım herhangi bir sorun, benim kontrol edebileceğim bir durumla ilgiliyse gerçekten stresimin temel nedeninin ne olduğunu bulmaya çalışırım. Toksik bir stres yaşıyorsam bunu yaratan şeye son vermeye çalışırım.
Eğer kontrol edemediğim bir durumsa bundan daha az etkilenmek için nasıl daha dayanıklı olabileceğimi, en azından zihinsel ve fiziksel sağlığımı nasıl koruyabileceğimi bulmaya çalışırım. Kendime yardımcı olmak için o alandaki uzmanlara da ulaşabilirim. Kendime karşı daha şefkatli olmaya, uykuyu önceliklendirmeye ve kendimi hırpalamadan bir öz analiz yapmaya odaklanırım. Altında yatan nedenleri keşfederek beni tatmin eden ve etmeyen noktaları bulur ve daha farklı ne yapabilirim sorusunun peşinde olurum.