Q&AJournal: Serdar Gülgün
04 Kasım 2019
Tasarımcı, yazar, koleksiyoner ve Osmanlı Sanatı uzmanı Serdar Gülgün, başta Osmanlı Sanatı olmak üzere ilgilendiği alanları ve ilham kaynaklarını, güncel projelerini ve her sanatçı için önemi tartışılmaz olan şehir İstanbul'u AJournal'a anlattı.
● Osmanlı Tarihinde daha çok hangi dönemden eserler ilginizi çekiyor?
Osmanlı Sanatı’nın içinde herhangi bir
dönemden ziyade bazı alanlar ilgimi çekiyor. En ilgilendiğim alan Osmanlı
kumaşları, nakışlar ve dokumalar. Osmanlı iç mekanlarında kumaşlar, Batı
dünyasındaki mobilyaların yerini alıyor. Ayrıca Osmanlı Hat Sanatı da çok
ilgimi çekiyor, bu eserleri soyut nonfigüratif sanat eserleri olarak
algılıyorum.
● İstanbul’da en çok sevdiğiniz ve özel parçalar bulduğunuz yerler neresi?
İstanbul hazinelerle dolu bir şehir.
Düzenli olarak dolaşmak ve bu işi yapan kişilerle bir dostluk kurmak çok önemli.
Benim en enteresan parçaları bulduğum yerlerin başında Kapalıçarşı geliyor.
Ayrıca Çukurcuma ve Üsküdar Bit Pazarı da uğradığım yerler arasında. Fakat en
güzel eşyalar kişisel bağlantılarla gelenler oluyor, bu yolla karşıma inanılmaz
eserler çıktı yıllar içinde.
● Tasarımlarınızı gerçekleştirirken nelerden ilham alırsınız?
Benim meraklı bir zihnim var. Pek çok şeyi
merak ediyorum ve öğrenmek istiyorum. Bu konularla ilgili okuyorum, izliyorum,
dinliyorum ve de geziyorum. Tüm bunları yaparken bir birikim oluşturma kaygısı
taşımıyorum. Fakat zaman içinde tüm kafamda biriktirdiklerim zaman içinde bir bütün oluşturuyor ve de ilham olarak
dışarı çıkıyor.
● Tasarımlarınızda kullanmayı sevdiğiniz ve sizi yansıttığına inandığınız materyal ve unsurlar neler?
Zaman içinde pek çok alanda tasarım
yaptım. Mesela dekorasyon yaptığımda her zaman desen, renk ve kumaşı bol olarak
kullandığımı görüyorum. Obje tasarımlarımda bronz çok sevdiğim bir malzeme.
Kumaş tasarımlarımda Osmanlı desenleri hep ön planda. Tabii ki benim vazgeçilmez
kaplumbağalarım illa ki bir yerden ortaya çıkıyor.
● Assouline ile başarılı kitap projeleri gerçekleştirdiniz. Bu kitapları hazırlarken fikir çıkış noktanız ne oldu?
Assouline ile iki kitap projem oldu.
İkisini de çok severek yaptım. Grand
Bazaar yani Kapalıçarşı kitabım benim Çarşı'da geçirdiğim bir günü
anlatıyor. Kapalıçarşı'da yıllardır zaman geçirdiğim, alışveriş yaptığım, yemek
yediğim yerlerin sahipleriyle sohbet ettim ve onların gözünden Kapalıçarşı'yı
anlattım. İkinci kitabım Ottoman Chic'de
ise benim gözümden Osmanlı dünyasının estetiğini anlattım. Bunu anlatırken de
kendi evimin ve yaptığım işlerin üzerinden gittim. Osmanlı estetiği çok
katmanlı ve çok renkli- içinde pek çok kültürden iz bulunduran bir imparatorluk
dünyası.
● Gelecekte buna benzer ya da sizi heyecanlandıran başka projeler var mı?
Bildiğiniz gibi büyük bir projenin
oluşması yıllar alıyor. Bu sebeple şu anda pek çok heyecan verici projenin
içindeyim ve bir kısmı da bitmek üzere.
● Cire Tredon ile işbirliğiniz nasıl başladı?
Cire Trudon büyük hayranlık duyduğum bir
marka, düşünün 1643'den beri mum yapıyorlar. Trudon'un artistik direktörüyle
Paris'te tanıştık ve marka ile
dünyalarımızın birbirine çok uyduğunu gördük ve de bana bir işbirliği teklifinde
bulundular ben de severek kabul ettim.
● Cire Tredon için tasarladığınız mumluk koleksiyonunda kaplumbağa, deniz kabukları ve yunus figürleri mevcut. Kaplumbağa figürünün sizin için önemli olduğu biliniyor, bu koleksiyonu tasarlarken nelerden ilham aldınız, figürlerin bu koleksiyon için önemi nedir?
Cire Trudon bu işbirliğini teklif
ettiğinde bana büyük bir özgürlük alanı tanıdı. Ben de çalışmalara onların
kokulu mumlarına şamdanlar yaparak başladım ve kendi dünyamı onlarınki ile
birleştirdim. Kaplumbağa benim olmazsa olmazım, sırtında mum taşıyan Osmanlı
kaplumbağaları bu koleksiyonda da baş sırayı aldı. Daha sonra Bizans
mozaiklerindeki kadehler diğer modelin
ilham kaynağı oldu. Yunuslar Fransız dünyasında veliaht prensi sembolize
ediyor, pek çok saraylarında kullanılmış, bizde de Ayasofya'da bu desene
rastlamak mümkün. İstiridye ise Venüs'ün doğuşunu, yani güzelliğin doğuşunu
temsil ediyor.
● Son olarak, son dönemde sizi etkileyen ve ilham verici bulduğunuz bir sanatçı var mı?
Sanatçılardan en çok illüstrasyon
yapanlardan etkileniyorum, hatta büyük yakınlık hissediyorum, özellikle iç
mekan illüstrasyonu yapanlara. Grafiti sanatçıları da ilgimi çekiyor, bugünün
nabzını tutuyorlar. Belki sanatçı değil ama felsefeci olan Alain de Botton'u da
çok ilham verici buluyorum.