Tasarım ikonu Gabriella Crespi’nin yaşamı ve Milano'daki evi üzerine
18 Şubat 2021
1922’de Milano’da doğan Crespi, 1950’li yıllarda, yerel zanaatkârlara imal ettirdiği heykelleri ve nesneleri çizerek solo ilerlediği kariyerine başladı.
Crespi, hayattaki en büyük zevkinin ne olduğu sorulduğunda, “Sıfırdan başlamak — bu benim en büyük zevkim,” demişti.
1922’de Milano’da doğan Crespi, o zamanlar için İtalyan bir kadın için “alışılmadık” bir durum olarak atfedilen bir şekilde prestijli Politecnico Milano’dan mimarlık derecesi almıştı; varlıklı Giuseppe Maria Crespi ile bir evliliği olmasına karşın, tasarımcı olmak konusunda da kararlıydı. 1950’li yıllarda, yerel zanaatkârlara imal ettirdiği heykelleri ve nesneleri çizerek solo ilerlediği kariyerine başladı.
Fotoğraf: Matthieu Salvaing/OTTO
Milan’da bulunan Brera Güzel Sanatlar Akademisi’nde sanat eğitimi aldı; daha sonra Milano Politecnico Enstitüsü Mimarlık Fakültesi’ne kaydolmaya karar verdi. O zamanlar oldukça alışılmadık bir seçimdi; 40'lı yıllarda mimarlık alanında bir kariyer sosyal yaşamda bir kadın için pek uygun görülmüyordu, ancak Crespi, oldukça inatçıydı. Kendine yeten bir kadın olmakla ün sahibi olan mimarın çalışmalarında diğer tasarımcıların açık etkilerini bulmak zordu ancak Le Corbusier ve Frank Lloyd Wright sevdiği isimler arasında gelirdi.
Fotoğraf: Matthieu Salvaing/OTTO
Kızı Elisabetta, Fungo lambası, bronz pengueni ve pirinçten yapılma Ellisse kahve sehpası gibi eşyalarla donattığı evdeki bazı eşyaları şöyle betimliyor: “Basit tasarımına karşın soylu bir havası var.” Benzer bir dokuyu Crespi’nin işlerinde yakalamak mümkün: hem egzotik hem zarif, hem sade hem barok özellikler taşıyan üretileri, güç ve ustalığın mükemmel bir birleşimi olarak dikatomik bir dengeyle tanımlanabiliyordu.
Fotoğraf: Matthieu Salvaing/OTTO
14 Şubat 2017 tarihinde hayatını kaybeden Crespi, hayattaki en büyük zevkinin ne olduğu sorulduğunda, “Sıfırdan başlamak — bu benim en büyük zevkim,” demişti.