Tasarımcı Andrew Ludington'dan Manhattan Evi

Studio Lud'un kurucusu Andrew Ludington, kendisi ve New York City'deki ortağı için ferah bir daire tasarladı. “Manhattan çok kaotik olabiliyor, bu yüzden bu dairenin bir kaçamak hissi vermesini istedim” diyen tasarımcı, daireyi İskandinav dokunuşlarla tamamladı. Konforlu detayların öne çıktığı iç tasarım, 1929'da inşa edilen eski binaya yepyeni bir soluk getirdi.

Ludington'ın ilk gördüğünde dikkatini çeken eski yapı, altı ay süren restorasyon sürecinin ardından yeni bir görünüme kavuştu. Doğal ışık alan daire için Ludington, "Önceki sahipleri, doğal ışığı emen çok sayıda koyu renk mobilyalar tercih etmişti. Bu yüzden işe tüm duvarları beyaza boyayarak başladım. Zamansız ve ferah hissettiren bir alan yaratmak istedim.” diyor.

Çok şık bir dağ kulübesini andıran daire, doğal taş detayları, Manhattan'da nadir bulunan odunluk şöminesi ve mermer tezgahlarıyla oldukça modern bir görünüme sahip. Mutfakta özellikle koyu tonlar tercih eden Ludington, özel tasarım dolap ve armatürlerle zarif, şık ve sade bir tasarıma imza atıyor. Çok sık yemek pişirmediğini itiraf eden tasarımcı, evin her detayında olduğu gibi mutfak gibi işlevsel alanlarda da kişisel estetik tarzını ortaya koymayı tercih etmiş.