Venedik Sanat Bienali’ni Ziyaret Etmek İçin Son İki Hafta!

60. Venedik Sanat Bienali, bu yıl "Stranieri Ovunque – Her Yerde Yabancılar" temasıyla izleyiciyi uluslararasılık, aidiyet ve kimlik kavramlarını sorgulamaya davet ediyor. Palermo merkezli Claire Fontaine kolektifinden ilham alan bu ana sergi, küratör Adriano Pedrosa’nın rehberliğinde farklı coğrafyalardan gelen sanatçıların göç, diaspora ve yerinden edilme gibi konuları işleyen eserlerini bir araya getiriyor. Pedrosa, "Sanatçılar, tarihin farklı dönemlerinde şehirler ve kıtalar arasında seyahat etmiştir; bu hareketlilik, özellikle 20. yüzyıldan itibaren göç ve yerinden edilme üzerine yeni sınırlandırmalarla hız kazanmıştır," diyerek bienalin odaklandığı tema ve içerikleri özetliyor.

Bu yılki bienalde, Venedik’in büyüleyici atmosferi içindeki çeşitli mekanlarda farklı ve özgün eserler sergileniyor. Örneğin, Ocean Space olarak bilinen Chiesa di San Lorenzo’da, Latai Taumoepeau ve Elisapeta Hinemoa Heta’nın minimalist ve performatif müdahaleleri, tarih boyunca kutsal bir mekan olarak hizmet veren bu alana yeni bir derinlik katıyor. İzleyiciler, yapıdaki bu sade dokunuşlarla, okyanusların ve çevre meselelerinin sanattaki yansımalarını deneyimliyor.

Bir diğer etkileyici sergi ise Josèfa Ntjam’ın LAS Sanat Vakfı iş birliğiyle düzenlediği "spæc(i)es dalgası." Ntjam, tarih boyunca toplumları şekillendiren egemenlik ve ütopya temalarını gerçeküstü bir mercekle ele alıyor. Ayrıca, Palazzo Rota Ivancich'te merhum sanatçı çift Claude ve François-Xavier Lalanne'in natüralizmi gerçeküstü bir şekilde yorumladığı eserlerinin yer aldığı kapsamlı bir koleksiyon sergileniyor.

Bienal, Aindrea Emelife küratörlüğünde ikinci Nijerya Pavyonu’na da ev sahipliği yaparken, Berlinde De Bruyckere’nin yüzsüz melekleri gibi eserler, Venedik’in tarihi mimarisine sanatsal bir yorum katıyor. 60. Venedik Bienali, sanatçıları, tarihsel mirası ve küresel meseleleri ustalıkla harmanlayarak, izleyiciye zengin bir deneyim sunuyor.