Yeni bir sanat destinasyonu: Hauser & Wirth Menorca

26 Temmuz 2021

Dünyaca ünlü sanat galerisi İspanya'nın Akdeniz'deki Balear Adaları'nın bir parçası olan Minorka’yı sanat dünyasının yeni cazibe merkezi haline getiriyor.

19 Temmuz’da Akdeniz’in en güzel lokasyonunda yer alan Minorka adasında yeni sanat kompleksini dünyaya tanıtan Hauser & Wirth, sanat, tarih ve sürdürebilirliği bir araya getiriyor. İçerisinde bir sanat galerisi, eğitim merkezi, restoran ve butikler bulunan bu merkez bulunduğu adanın tarihi bütünleşerek ziyaretçilerine büyülü bir ortam sunuyor. 


Hauser & Wirth’ün yeni ve eşsiz sanat merkezine ziyaretçiler bir bot yardımı ile kolayca ulaşabiliyor. Adaya ayak basar basmaz ise kendilerini tarifsiz bir deneyime davet eden Franz West’in elinden çıkan şeker pembesi renginde eğlenceli ve sıra dışı bir heykel ile karşılanıyor.


Yıllardır dünyanın birçok yerindeki mimari değerleri restore ederek buraları sanat dünyasına kazandıran Hauser & Wirth için Minorka adası kuşkusuz yeni bir meydan okuma olarak da görülebilir. UNESCO tarafından koruma altonda olan Minorka adası, 18. yüzyılda İngilizler tarafından bir hastane olarak kullanılmış. Ayrıca 6. yüzyıla tarihlenen bir bazilikanın da kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Elektriği ve suyu bile bulunmayan bu adanın muhteşem tarihine saygı duyarak sanat dünyasına yeni bir cazibe merkezi kazandıran dünyaca ünlü galeri bunu yaparken Akdeniz’in ve İspanya’nın kültürel geleneklerine de bir saygı duruşunda bulunuyor. 

Galerinin mimarisi Luis Laplace’e emanet edilirken peyzaj tasarımcısı Piet Oudolf’un ellerine bırakılmış. Hauser & Wirth’ün Somerset galerisinin inşasında da beraber çalışan bu ikili yeni sanat merkezini gerçeğe dönüştürürken adanın kültüründen, tarihinden ve adanın lokal malzemelerinden oldukça etkilenmişler. 


Ziyaretçilerine farklı bir sanat deneyimi yaşatmak isteyen Hauser & Wirth yeni sanat merkezinin açılış sergisi için ise Los Angeles merkezli sanatçı Mark Bradford’ın “Masses an Movements” isimli sergisinde karar kılmış. Soyut yağlı boya resimlerinden duvar parçalarına ve heykellere kadar sanatseverlere geniş bir yelpaze sunan bu sergi ilhamını ise 1507 tarihli Amerika kıtasının bilinen en eski haritası kabul edilen ünlü Waldseemüller haritasından alıyor. Eserlerinin bir kısmını Minorkalı genç sanatçılar ile birlikte tamamlayan Bradford böylece merkezin eğitim laboratuvarının da ilk atölye çalışmasını gerçekleştirmiş olmuş.