Beyaz Köpekbalıkları ve Cape Town

02 Ağustos 2018

Bahar Akıncı, dünyanın ucundaki büyülü şehir Cape Town’da beyaz köpek balığı dalışını anlattı. Bonusu, Akıncı’nın Cape Town rotası...

"Daldıkça, bir kafesin içinde olsam dahi, önümden her geçişinde göz göze gelmek... Bir limuzin büyüklüğündeki gövdesini ve suyun içindeki zarafetini kelimelerle anlatmak imkansız ama en azından sizin için deneyeceğim."

"Bundan sonraki hayatın Cape Town’dan önce ve sonra diye ikiye ayrılacak," demişti şehre vurgun bir arkadaşım. Ne kadar abartılı diye düşünmüştüm. Doğruymuş. Başka bir enerjisi var bu şehrin. Çoğu zaman sakin, yumuşacık, dans ve müzikle dolu, kimi zaman adrenalin dolu. Tıpkı, muhteşem beyaz köpekbalıklarını daha yakından görebilmek için Cape Town’un en güney ucundaki Hermanus Körfezinde geçirdiğimiz o olağanüstü gün gibi.

Muhteşem Beyaz Köpek Balığı Kafes Dalışı

Cape Town’da bu aktiviteye verilen tam isim bu: ¨Great White Shark Cage Diving¨. O muhteşem varlığı, kendi doğal ortamında, 30 cm mesafeden izlemek, hayatımın en heyecanlı anıydı. Daldıkça, bir kafesin içinde olsam dahi, önümden her geçişinde göz göze gelmek... Bir limuzin büyüklüğündeki gövdesini ve suyun içindeki zarafetini kelimelerle anlatmak imkansız ama en azından sizin için deneyeceğim.

Öncelikle bu turistik aktivitenin bu muhteşem varlıklara hiç bir zararı yok. Güney Afrika Devleti, yüzgeçleri için toplu katliama göz yuman Japonya'ya karşın köpek balığı öldürmeye 40 yıl, kasten yaralamaya 20 yıl hapis cezası getirmiş durumda.

Bunu sebebi ise kafes dalışlarının Güney Afrika için önemli bir turizm ekonomisi olması. Seans sonunda sabah mezattan toplanan ve yem olarak kullanılan balık kafaları, köpek balıklarına veriliyor.

Nasıl yapılıyor?

Cape Town’da bu aktiviteyi düzenleyen bir kaç iyi acente var. Biz buradan Patika Travel ile gittiğimiz için tüm organizasyon daha önce bizim adımıza yapılmıştı. Patika Travel’ın bizim adımıza etkinliği satın aldığı şirketin web adresi ise www.greatwhitesharkdiving.co.za

Aktivite sabahı erkenden özel bir araç sizi alarak merkeze 2 saat uzaklıktaki Hermanus Körfezi’ne ulaştırıyor. Burada yapılan hafif kahvaltı ve birifing’in ardından tekne ile beyaz köpek balıklarının özgürce dolaştığı alana ulaşıyorsunuz.

Teknede toplam kişi sayısı 21. Her bir seansta 7 kişi kameraları ile bir kafes yardımı ile suya dalıyor. Yukarıdan görevlinin sarkıttığı balık kafaları, az sonra muhteşem beyazın gelmesine sebep oluyor. Görevli bir süre yemi atıp çekiyor ve siz de bu esnada, 10 cm yakınınızda duran muhteşem varlığı fotoğraflama ya da videoya çekme şansı buluyorsunuz. Yaklaşık 10 dakikalık sürenin sonunda köpekbalığı yemi alarak oradan uzaklaşıyor.

Kafesler nasıl?

Kafesler çelik konstrüksiyondan. Tam ortada enlemesine 45 cm'lik bir boşluk var. Köpekbalığı geldiği anda kendinizi belinizdeki ağırlık ile aşağıya itip o boşluktan kameranız ile bu muhteşem varlığı izlemeniz gerekiyor. Tabi ASLA ve ASLA elinizi kolunuzu dışarı çıkarmadan! Bugüne dek herhangi bir yaralanma olayı yaşanmamış. Suyun 10 derece dolaylarında olduğunu da hatırlatmadan geçmeyeyim.

Maceralar şehri CAPE TOWN

Şehir sadece beyaz köpek balığı dalışından ibaret değil elbet. Dünyanın her rengi, Cape Town sokaklarında mevcut. Uçaktan inip havaalanında sizi karşılayan panoda yazdığı gibi; "Senin tatile ihtiyacın yok, senin Cape Town’a ihtiyacın var!" O zaman gelin, dünyanın en güney batı ucundaki bu muhteşem şehri birlikte keşfedelim…

İlk soru; Cape Town güvenli mi?

İşte akıllara gelen ve çıkmayan ilk soru… "Cape Town güvenli mi ya da ne kadar güvenli?" İlk 1 haftasını arkadaşlarımla, geri kalan bölümünü kiraladığım minik dairede kalarak ve tek başıma gezerek tamamladığım şehirde herhangi bir güvenlik sorunu yaşamadım. Ama dikkat! Gece şehrin arka sokaklarında, tenha mahallelerinde yalnız başına dolaşmadığın, aracını güvenliği olmayan otoparklara bırakmadığın, boynunda pırlanta kolye taşımadığın, elindeki kameranı çok turist olmayan bölgelerde çantandan çok sık çıkarmadığın sürece güvenli! Ama asıl sorulması gereken soru şu... "Hangi şehir güvenli şehir ve artık hangimiz ne kadar güvendeyiz?"

En hip mahalleler

Bo-Kaap: Yolun Cape Town’a düştüğünde muhakkak görmen gereken mahallelerden biri! Bo-Kaap'ın ünlü renkli evleri, 17. yüzyıl başında Hollanda Krallığı'nın Endonezya, Malezya ve Afrika'nın diğer bölgelerinden getirdikleri köleler için inşa edilmiş. Köleliğin nihayet sona erişi ile mahalleye Uzakdoğu'dan gelen Afrika kökenli Müslümanlar taşınmış. Ve başlangıçta beyaz olarak yaptırılan tüm Bo-Kaap evleri köleliğin kaldırılmasına ithafen birbirinden muhteşem renklere boyanmış. Fotoğraf çektirmek isteyen turistlerle her daim cıvıl cıvıl ve hareketli.

Woodstock: Viktorya döneminden kalma yıkık dökük evlerin ve sonrasında kullanılan odun depolarının boyanıp restore edilmesi, endüstriyel ürünler satan atölyelerin üçüncü nesil kahveci, el yapımı ayakkabıcı, tasarımcı, sanat atölyesi, bisikletçi, fırın ve ahşap gözlükçüye, sandviççilere ve 2 metrekarelik çikolata dükkanlarına dönüştürülmesiyle ortaya çıkan muhteşem mahalle. Mahallenin alameti farikası tüm bunlar sanıyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü asıl olay dünya üzerinde yapılmış belki de en güzel grafitti örneklerinin burada olması. Mahallenin tam orta yerinde yer alan The Wood Stock Exchange Market; mezbele haldeki eski bir hanın dükkanlar, kahveciler, sanat galerileri ve açık ofislerle dolu, endüstriyel tasarımlı bir komplekse dönüştürülmesi ile oluşmuş. Mahalle, şehir merkezine yürüyerek yaklaşık 15 dakika mesafede yer alıyor.

The Old Biscuit Mill pazaryeri: Dünyanın her yerinden, her ırkından insanın birlikte, canlı müzik eşliğinde dans edip sokak yemeği yediği bir pazar yeri düşünün; işte orası, burası! Cape Town'un merkezinde sadece cumartesileri kuruluyor ve saat 15.00'te kapanıyor!

Waterfront - yani alışveriş, günbatımı ve gastronomi: Şehirde ziyaret edebileceğiniz en güzel bölgelerden biri işte bu tarihi liman. Viktorya döneminden kalma binalar, iskeleler ve minik köprülerle birbirine başlanıyor. Her daim kalabalık ve neşeli. Şehrin bu en popüler liman mahallesinde, gastronomi Pazarı ¨Va Food Market’i dolaşmayı ve çeşit çeşit stantlardan tadım yapmayı ihmal etme.

En keyifli plajlar

Şehirde yaz, Kasım – Mayıs arası bütün güzelliğiyle sürerken; şehre 15 dakika mesafedeki Camps Bay ve Cliffton 2 plajları, dünyanın her yerinden insanlarla cıvıl cıvıl. Plajlara giriş ücreti yok, kıyısından geçen Victoria caddesi üzerinde birbirinden özgün küçük cafe'ler, dondurmacılar ve tasarım dükkanları yer alıyor. Cadde dans eden gruplarla dolu, akşam üzeri şarkı söyleyen minikler korosuna bile rastlıyorsun. Müzik ve dans, burada her şey demek!

En olmazsa olmaz aktiviteler

Table Mountain’e tırmanış: İşte dünyanın en güzel 10 teleferik yolundan, belki de en görkemlisi; Masa Dağı'na çıkış ve iniş... Yürüyerek (tırmanma beceri ve hızınıza göre) 2 ile 3,5 saat arasında çıkılan dünyaca ünlü Masa Dağı’nın 1087 metrelik zirvesi, teleferik ile yaklaşık 7 dk sürüyor. Teleferiğin en ilginç özelliği ise tabanının dönmesi ve etrafının cam olması böylece hiç yer değiştirmeden panoramik olarak nefes kesen bir manzara izliyorsun. . Dikkat; Aralık-Ocak-Şubat-Mart ayları, Cape Town'da yüksek sezon olduğu için bilet kuyruğu bazen kilometrelerce uzayabiliyor. Ama yine de bu olağanüstü görsel şölene değer.

Simon’s Town’da penguenlerle yüzmek: İşte, Cape Town’a 45 dakika uzaklıkta, Viktoryan tarzı mimarisi, balık lokantaları, pub’ları, küçük limanı ile Simon’s Town. Ama en büyük sürprizi penguenlerle dolu plajı. 1985’te 10 binlerce Güney Afrika pengueni, Simon's Town kasabasındaki Boulders Sahili ve kayalıklara yerleştirilmiş ve bu girişim Cape Town’un ününe ün katmış. Afrika penguenleri Güney Afrika’da üç ayrı topluluk olarak yaşıyor, bunların arasındaki en önemli merkez Simon’s Town'daki Boulder’s plajı. Tabii ki penguenler koruma altında, plajda sigara içmek, kesici madde ile ve saat 19.00'dan sonra girmek yasak. Giriş 20 TL. Ancak penguenlerle iç içe yüzmek, güneşlenmek ve penguen görünce çıldıran dünyanın her yerinden çocuğu ve çocuk ruhlu yetişkini seyretmek paha biçilemez.

Fok balıklarını fotoğraflamak: Bir fok balığının elinizi uzatsanız dokunacağınız mesafede yüzdüğünü düşünün... Hout Bay limanından kalkan teknelerle Seal Island tekne turu, 25 TL. Deneyim toplam 1 saat sürüyor, uzun kuyruklar sebebiyle sabah erken ya da gün batımı saatlerinde gitmenizde fayda var.

Bağ rotası yapmak: Güney Afrika şaraplarının dünya çapında yakaladığı yükselişin nedenlerini Cape Town'da anlamak mümkün. Bugün dünyanın en önemli restoranlarına gittiğinizde, restoran kavlarında mutlaka Güney Afrika şarapları da görüyorsunuz. Hal böyle olunca, Cape Town'da şarap rotası yapmak ve 4 kasabayı kapsayan bağ yolu projesini ziyaret etmek büyük önem taşıyor. Şehir merkezine yaklaşık 30-35 km mesafede yer alan Constantia, Franschoek, Stellenbosh ve Pearl şarap vadileri ve kasabaları, ziyaretçilerine son derece keyifli bir gün, tadımlar, organik pazarlar ve nefis manzaralar vadediyor. Araç kiralayarak bu rotada çok keyifli bir gün geçirebilirsin. Tüm şarap üreticileri ziyarete açık.

Beyaz Köpek Balığı Kafes Dalışı: Dünyanın en anlatılmaz deneyimiydi. Sabah 07.00 sularında Beyaz Köpek Balığı Kafes Dalışı Merkezi'nin bulunduğu Gangsbai limanına varıyorsun, yarım günlük aktivite paketine dahil olan açık büfe kahvaltının ardından yarım saatlik videolu brifing başlıyor. Kafesin içinde nasıl duracağından kendini tehlikeden nasıl sakınacağına ve güvenlik önlemlerine dek her şey tek tek anlatılıyor. Ardından 22 kişilik katamaran tarzı teknelerle yolculuk başlıyor ve muhteşem beyaz köpek balıklarının bulunduğu alana varıyorsun. Dalgıç kıyafeti giymiş 7'şer kişilik gruplar tek tek kafese alınıyor ve bu heybetli balıkları kafese doğru çekmek üzere dev balık kafaları suya sarkıtılıyor. Bu arada suyun 8-10 derece civarında olduğunu hatırlatmakta fayda var. Beklediğin ziyaretçi yeme doğru geldiği anda yapman gereken ağırlık ve şnorkellerin ve tabi varsa su altı kameran ile suya dalmak. Kafesin 40 cm'lik aralığından dev bir Great White Shark ile göz göze gelmek paha biçilemez. Turun maliyeti yaklaşık 500 TL. Köpek balıklarına bir zararı yok; Güney Afrika hükümeti toplu katliam yapan Japonya'nın aksine, köpek balıklarının yüzgeçleri için avlanmasına 40 yıl, kasten yaralamalarına takribi 15 yıl hapis cezası getirmiş durumda. Seans sonrası yem olarak kullanılan balık kafaları, köpek balıklarına veriliyor.

En ¨cool¨ kahveler


Dünyanın farklı yerlerinden gelip buraya taşınan ya da hali hazırda buralı olan beyaz yakalı kesimin ve öğrencilerin en büyük alışkanlığı güne kahve ile başlamak. O nedenle 10'a doğru açılan diğer dükkanların aksine, kahveler 07.00 sularında açılmış oluyor. Şehrin en sevilen üçüncü nesil kahvecileri; Truth Coffee Rosting (tasarımı olağanüstü ve şehrin ilk kahve dükkanı), Black Imsomnia Coffee Company, Blokes Hair with Brew Coffee (hem berber, hem kahveci), Bread & Milk and Honey (özellikle kahvaltısı mükemmel) ve Deluxe Coffee Works...

En ¨cool¨ alışveriş adresleri

Afrika sanatının modanın içine karıştığı belki de en göz alıcı şehir Cape Town. Şehrin en iyi tasarım mağazaları; Mungo and Jemima, Pan African Market, Love Milo, Me Me Me, Plush Bazaar, Etno Bongo, Merchants on Long...

Cape Town’da ulaşım ve konaklama

Şehirde konaklama seçeneği oldukça fazla. Ancak tavsiyem, 1 haftadan uzun bir süre kalacaksanız iki farklı bölgede konaklamanız. Eğer şehir merkezinde kalmak isterseniz, Long Street, Kloof Road, Bree Street, Green Street, Queen Victoria Street ve Bo-Kaap bölgesindeki otelleri tercih edebilirsiniz. Fakat bu caddelere yakın bir yerlerde konaklamanız her yere yürüyerek gideceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü Cape Town’da görülecek yerlerin hepsi birbirine yürüme mesafesinde değil. O nedenle şehirde araç kiralamanız ya da herkesin yaptığı gibi Uber kullanmanız şart. Çünkü şehirde toplu ulaşım yok denecek kadar zayıf. Ama dilerseniz Mycity Bus isimli şehir otobüslerini de kullanabilirsiniz

Favori Otellerim

Happy Rhino Hotel
Lagoon Beach Hotel
Urban Chic Boutique Hotel
Victoria Albert Hotel

Cape Town’da bunları yapmadan dönmeyin!

1. Nelson Mandela'nın yıllarca tutuklu kaldığı şimdilerde bir müze olan hapishane adası Robben'i,
2. Bree Caddesi'ndeki ünlü odun fırını pizzacısı Bocca'yi,
3. Woodstock mahallesinde Cumartesi günleri kurulan, jazz gruplarının da sahne aldığı açık pazar Old Biscuit Mill'i,
4. Irkçı rejimin üzücü anılarını görmek için District Six Müzesi'ni,
5. Şehrin en iyi çikolatalarını yemek için Honest Chocholate Bar'ını,
6. Masa Dağı'nın eteğine sıralanmış rengarenk evlerden oluşan müslüman semti Bo-Kaap'ı görmek için Yukarı Cape'i,
7. Şehrin simgesi Gatsby sandviçini tatmak için Myriam's Kitchen'ı,
8. Muhteşem gün batımları için yürüyerek 600 metrelik Lions Head’i,
9. Hem steak’çi, hem dövmeci olarak hizmet veren House of H’i,
10. Stellenbosh’un en güzel şarap bağı Graff’i ziyaret etmeden bu nefis şehirden dönmeyin.